Çin’de bir kuşak Google, Facebook ve Twitter olmadan büyüyor

    0
    35

    Çin’in güneyindeki Liuzhou kentinde yaşayan 18 yaşındaki Wei Dilong basketbol oynamayı, hip-hop müziği ve Hollywood’un süper kahraman filmlerini seviyor. Üniversite için ise Kanada’ya kimya okumaya gitmeyi planlıyor.
    Ancak Wei diğer açılardan tam bir Çinli teenager: Google ya da Twitter’ı hiç duymamış. Facebook’tan ise bir kere bahsedildiğini duymuş. Çin son on yılda Google, Facebook, Twitter ve Instagram’ın yanı sıra aralarında The New York Times ve Çince Wikipedia’nın da bulunduğu binlerce yabancı web sitesini engelledi. Bunların yerine aynı işlevlere sahip Çinli web sitelerini getirdi. Wei Google’dan söz ederken, Çin’in hakim arama motoruna atfen, “Baidu gibi bir şey mi?” diye soruyor.

    Çin’de pek çok genç Google, Twitter veya Facebook’la ilgili bilgi sahibi değil ve bu da dünyanın geri kalanıyla bir ayrışma yaratıyor.

    Üstelik bu trendin yaygınlaşması da bekleniyor. Çin halen bu sansürlü internet modelini Vietnam, Tanzanya ve Etiyopya gibi diğer ülkelere ihraç ediyor.

    Sanal dünyayla ilgili bu tablo aslında Batı dünyasının internetin sonuçlarıyla ilgili öngörüleriyle tamamen zıtlaşıyor. Nitekim eski Başkan Bill Clinton 2000 yılındaki konuşmasında, internetin Çin’i ABD gibi daha açık bir toplum haline getireceğini ileri sürmüştü. “Yeni yüzyılda, özgürlük cep telefonu ve kablolu modemle yayılacak” demişti.

    Amerikalı ve diğer Batılı internet devleri için devasa Çin pazarından pay almak gittikçe hayale dönüşüyor. Çin Komünist Partisi Devlet Başkanı Xi Jinping döneminde ideolojik kontrolü daha da sıkılaştıracağının mesajını verdi. Nitekim, internet düzenleyicisi Çin Siber İdaresi bu yılın ilk yarısında 3 bini aşkın web sitesinin lisanslarını iptal etti. Kendi ülkelerindeki aplikasyonlara ve online hizmetlere alışan pek çok Çinli de sanal ortamda neyin sansürlendiğiyle pek fazla ilgilenmiyor; bu da Pekin yönetiminin Batılı liberal demokrasiyle yarışan alternatif bir değer sistemi inşa etmesini sağlıyor.

    Pekin Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi’nden iki ekonomist 18 aylık bir araştırmanın sonunda Çinli üniversite öğrencilerinin sansürsüz, politik açıdan hassas bilgiye ulaşmak gibi bir kaygı taşımadıklarını gözledi.
    İki ekonomistin araştırmanın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmesi şöyle: “Bulgularımız Çin’deki sansürün yalnızca rejimin bilgiye erişimi sınırlamasından değil aynı zamanda yurttaşların bu tür bir bilgi edinme talebinin olmamasından da kaynaklandığını ortaya koydu.”

    Örneğin, Pekin yakınlarında yaşayan ve e-ticaret şirketinde müşteri hizmetleri temsilcisi olan 23 yaşındaki Zhang Yeqiong bu duyguya tercüman oluyor. “Baidu’yla büyüdüm, buna alışığım” diyor.

    Çin’de pek çok genç Baidu gibi aplikasyonları ve hizmetleri, WeChat gibi sosyal medya hizmetini ve kısa video platformu Tik Tok’u kullanıyor. Bu mecralar sıklıkla tüketimi ve ulusalcılığı teşvik ediyor.

    Başka bir örnek vermek gerekirse, rap müziği ve basketbol hayranı 14 yaşındaki Wen Shengijan’ın sözleri Çin’in bakış açısını net bir biçimde ortaya koyuyor.

    Babasının bir arkadaşının kendisine Facebook, Twitter, Google gibi web sitelerinin engellendiğini çünkü içeriğinin “Çin özelliklerine sahip sosyalizmin gelişmesine uygun olmadığını “ anlattığını söylüyor.
    Çinli ergen “zaten bunlara ihtiyacım yok” diyerek sözlerini tamamlıyor.