Cep telefonunuzla “çok özel” bir fotoğraf çektiniz. Örneğin çıplak bir selfie… Baktınız, güldünüz, sonra da sildiniz… Peki gerçekten silindi mi, bir daha ortaya çıkmayacak şekilde çöpe gitti mi? Hayır. O fotoğraf hala bir yerlerde duruyor.
Evet, maalesef bugünkü teknolojinin gerçeği bu. Akıllı telefonunuzla veya tabletinizle çektiğiniz fotoğraflar, sadece sizin cihazınızda durmuyor. Otomatik olarak başka yerlerde depolanıyor. Fotoğraflar, rutin bir işlem olarak bulut adı verilen, dev dijital arşivlerde saklanıyor. Bir başka deyişle “çıplak fotoğrafınız” Kuzey Amerika veya Avrupa’daki dev server’larda yaşamını sürdürüyor.
Cloud ya da bulut internet servisini kullandığınız cihazın işletim sistemini sağlayan şirketler veriyor. Apple (iCloud) Google (Google Drive), Microsoft (One Drive). Çektiğiniz fotoğraf veya filmler bu şirketlerin kullandığı server’lara yükleniyor.
İş bu kadarla da bitmiyor. Bu şirketler, sadece kendilerine ait server’ları kullanmıyor. Bulut hizmetini vermek için server kiralıyorlar. Yani fotoğraflarınız, Cisco, IBM veya Verizon gibi dev şirketlerin server’larına da gidebiliyor.
Buradan çıkartacağımız ders şu: Gereken önlemleri almazsanız, çektiğiniz fotoğraf mutlaka size ait cihazın dışında bir yere de gidiyor. Bulut servisine bağlanıp, oradan da silseniz, sizin ulaşamayacağınız başka bir server’a da kopyalanmış olma ihtimali yüksek.
Apple’ıniCloud servisiyle ilgili yaşanan son problemde bu gerçek açıkça ortaya çıktı. Hollywood yıldızı Mary Elizabeth Winstead, ortaya saçılan fotoğraflarını uzun süre önce telefonundan silmiş olduğunu söyledi. Ama o fotoğraflar “bulut”ta duruyordu…
