CEO’lar 2018 yılını değerlendirdi

0
43

Türkiye ekonomisi büyüme dinamikleri açısından kritik bir eşikte. Büyüme modelinin üretkenlik artışlarının başı çektiği, daha dengeli bir talep kompozisyonun söz konusu olduğu, kırılganlıkların kontrol altına alındığı modele doğru gidilmesi kaçınılmaz. Pek çok iktisatçı ve analistin hem fikir olduğu konu, kapsamlı bir ekonomik program kurgulanmadan ve siyasi istikrara kavuşmadan orta vadeli program hedeflerinin gerçekleşmeyeceği yönünde. Önümüzdeki dönemde daha düşük bir büyüme ancak görece yüksek seyreden kırılganlıklar, hatta ekonomide sert yavaşlama riski, en önemli makro risk unsurları olarak dikkat çekiyor.

Haber çalışmamıza katılan CEO’ların verdikleri görüşlerden yola çıkarak baktığımızda birkaç konu öngörüler ve tahminler açısından dikkat çekiyor.
 
Ekonomiyi en çok terör etkiledi
CEO’lar 2017’de ekonomiyi en çok terör ortamının etkilediğine dikkat çekiyor. Ekonominin 27 çeyrek aradan sonra üçüncü çeyrekte tekrar küçülmesinde terörün önemli etkisi var. CEO’lara bakılırsa maalesef terör 2017 sonuna kadar ekonomiyi etkilemeye devam edecek.
 
Dolar kuru 3,40-3,65 bandında kalacak
CEO’lara göre 2018’de ekonomiyi en çok etkileyecek ikinci faktör ise döviz kurlarındaki yükselişin devam etmesi olacak. FED’in faiz artırımının devam etmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin daha da gerginleşmesi CEO’ların 2018’de ekonomiyi etkileyeceğini düşündüğü faktörler arasında. Dolar/TL’nin özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarına ve politik gelişmelere bağlı olarak zaman zaman dalgalanma gösterebileceğini düşünüldüğünde, kurun 3,40-3,65 bandında bir seyir göstereceğini öngörüyorlar. CEO’lar 2016’da dolar kurunun 3 TL’yi aşacağı öngörüsünde bulunmuş ve bunda da tam isabet kaydetmişlerdi.
 
Büyüme yüzde 4,5-5 arasında olacak
Hükümet 2017’de ekonominin yüzde 4,4 büyümesini hedefliyor. Dünya Bankası, 2017 yılsonu için Türkiye’nin büyüme oranı beklentisini 3,5 olarak açıkladı. Bu oran 2018 yılı için 3,9 olarak açıklandı. Haberimize görüşleriyle katılan CEO’lara bakılırsa CEO’lar bu konuda daha iyimser. Yüzde 4.5-5 bandında büyüme öngörüler arasında.
 
İstihdamda beklentiler olumlu yönde
Türkiye’de işsizlik dört yıldır yükseliyor. 2012’de yüzde 8,4 olan işsizlik oranı 2015’te yüzde 10,3’e kadar çıkmıştı. 2016 ortalaması ise yüzde 10,8 civarında. CEO’ların büyük kısmı istihdamda kayda değer bir artış gerçekleştirmek istediklerini söylüyor.
 
Yatırımcı tipi değişebilir
Türkiye’deki şirketlerin yabancı ortakları 2017’de en çok ekonomideki durgunluğun derinleşmesinden endişe ediyor. AB ile son dönemde iyice gerilen ilişkilerin 2017’de daha da kötüleşmesi, yabancı ortakların çok fazla endişelendiği konulardan biri. CEO’ların verdikleri yanıtlara göre, Ortadoğu’daki savaş, OHAL, Güney Doğu’daki çatışma ortamı devam ettiği müddetçe Türkiye yabancı yatırımcı açısından risk altında. CEO’lar ekonomik düzenlemeler ve desteklerle birlikte Türkiye’nin yatırımcılar açısından cazibesini koruyacağını, yatırımların devam edeceğini ancak yatırımcı tipinin değişebileceğini düşünüyor. Dünyada devam eden dijitalleşme trendinin, Endüstri 4.0 devriminin getirdiği gelişmelerden kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere özellikle  inovasyon ve teknoloji odaklı stratejilerin oluşturulması gerektiğine dikkat çekiliyor.
 
İhracatta AB umudu sürüyor
Bu yıl iç talep yanında ihracatta da işler iyi gitmedi. En önemli pazarımız olan AB’ye ihracatımız biraz kıpırdasa da toplam ihracatta gerileme yaşandı. CEO’lar 2016’da umutlarını AB pazarına bağlamıştı. Bu umut AB ile gerginlikler nedeniyle olumsuz etkilenmiş görünüyor. CEO’lar 2018’de de ihracatta büyük ölçüde AB’ye umut bağlasa da yeni pazarlar olarak 2018’de Orta Doğu, Kuzey Afrika ve ABD’ye dikkat çekiyorlar.
 
Teşvik paketi durgunluğa çare olacak
Ekonomide işlerin iyileştirilmesi için hükümetin hayata geçirdiği teşvik paketi umut vadeden gelişmelerden biri oldu. Bu paketin en önemli ayağını 250 milyar TL’lik krediye Hazine garantisi verilmesi oluşturdu. Teşvik paketinin ekonomideki durgunluğun aşılmasını sağlayıp sağlamayacağı merak ediliyor. CEO’lar ise bu konuda iyimser. 2018 yılının ise hem dünya hem Türkiye ekonomisi için toparlanmanın bir adım ötesine geçilerek yeni yatırımların gerçekleşeceği bir yıl olacağı öngörüsü hakim. Dünya Bankası, 2017 yılsonu için Türkiye’nin büyüme oranı beklentisini 3,5 olarak açıkladı. Bu oran 2018 yılı için 3,9 olarak açıklandı. Büyüme oranı tahminlerinin daha da artacağı görüşü hakim.

SABANCI HOLDİNG CEO’SU MEHMET GÖÇMEN:
“2018’DE TÜRKİYE EKONOMİSİ TAHMİNİ YÜZDE 4’ÜN ÜZERİNDE BÜYÜYECEK”
“Sabancı Topluluğu olarak, 90 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz ve içinde bulunduğumuz her sektörde Ar-Ge ve inovasyonda fark yaratmak, sektör liderliğimizi devam ettirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 2017 yılında yapmayı planladığımız yatırım miktarı 5 milyar TL’nin üzerinde. Bu da ülkemize duyduğumuz güvenin en önemli göstergesidir. Global pazarlarda yaşanan dalgalanmalara ve belirsizliklere rağmen, yatırım planlarımızda revizyona gitmedik. Topluluğumuzda, planlarımızı tüm koşulları göz önüne alarak yaptık ve en iyi şekilde uygulamaya devam ediyoruz. 2018, bizim için faaliyette bulunduğumuz sektörlerde hem ülkemize hem iş ortaklarımıza hem de bulunduğumuz coğrafyalardaki toplumsal refaha katkıda bulunmaya, değer yaratmaya devam edeceğimiz bir yıl olacaktır. Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5,5 olmak üzere, önümüzdeki üç yıl ortalama yüzde 4’ün üzerinde büyümesini bekliyoruz. Büyümenin hızlanmasında, kredi garanti fonunun desteği oldukça önemli oldu. Ekonomi yönetimimizin büyümeyi desteklemeye yönelik etkin politikalarını sürdürmeye devam edeceklerine olan inancımızla, 2018 yılında yatırım ve ihracat destekli ekonomimizin yüzde 4 ve üstü civarında büyüyeceğini tahmin ediyorum.
 
Ekonomik düzenlemeler ve desteklerle birlikte Türkiye’nin yatırımcılar açısından cazibesini koruyacağını, yatırımların devam edeceğini ancak yatırımcı tipinin değişebileceğini düşünüyoruz. Sabancı Topluluğu olarak geniş bir portföye sahibiz. Farklı sektörlerde birçok şirketle yer alıyoruz. İyi bir portföy yönetimiyle, ülkemizi var olduğumuz her platformda en iyi şekilde temsil etmeye ve ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz. Dünyada devam eden dijitalleşme trendinin, Endüstri 4.0 devriminin getirdiği gelişmelerden kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere tüm Topluluk şirketlerimizde inovasyon ve teknoloji odaklı stratejiler oluşturmaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Yatırım kararlarımızı da bu dönüşümün getirdiği fırsatları değerlendirerek veriyoruz.”
 
ANADOLU GRUBU İCRA BAŞKANI HURŞİT ZORLU:
“ORGANİK VE İNORGANİK YATIRIMLAR DEVAM EDECEK”
“Anadolu Grubu olarak 50 binin üzerinde çalışanımızla, dokuz farklı sektörde, 19 ülkede faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Her sene organik olarak ortalama 500 milyon dolarlık yatırım gerçekleştiriyoruz. İnorganik yatırımlarımızla birlikte bu rakam daha da yukarılara çıkıyor. 2018 yılı için de beklentimiz, yine bu oranda bir yatırımı gerçekleştirmek. Bununla birlikte, bir süredir Grup olarak yürüttüğümüz “Odaklanma” stratejimizin geri dönüşlerini 2018 yılında fazlasıyla göreceğiz. Grubumuz, bira, meşrubat, perakende, tarım, otomotiv, kırtasiye, hızlı tüketim restoranı, gayrimenkul ve enerji olmak üzere dokuz sektörde faaliyetlerini sürdürüyor. Grubumuzun faaliyette olduğu sektörlerde özellikle yurt dışı operasyonlarımızın hacim ve ciro anlamında her geçen sene daha da katkı sağladığını görüyoruz. Grubumuz, makroekonomik anlamda zor geçen yıllarda bile yüzde 10 büyüme hedefi ile yılı tamamlıyor. Örneğin 2016, tüm sektörler için oldukça zorlayıcıydı. 2017 yılının da benzer şekilde geçtiğini görüyoruz. Buna rağmen, bu yılı da yüzde 10’un üzerinde bir büyüme ile tamamlayarak, 2018 yılını sağlam bir finansal yapıyla karşılayacağız. Grubun genel dinamiği, organik olarak mevcut işlerimizi büyütmek, bunun yanında da yeni fırsat alanlarına bakmak. Ana iş kollarımızda sürdürülebilir büyümemizi devam ettirirken, bir yandan da sürekli olarak yeni iş kollarındaki fırsatları gözlemliyoruz. Örneğin, günlük ve uzun dönem araç kiralama işinde büyüyoruz. Filomuzda 35 bin araca ulaştık. Araç kiralama işinde pazarın ikinci büyük oyuncusuyuz. Tarımda Anadolu Etap ile hızlı büyüyoruz. Önemli yatırımlar yaptık. Şu anda yaklaşık 25 bin dönüm arazide meyve bahçelerimiz var. Yaklaşık 3,5 milyon meyve ağacımız var. Kontratlı tarım da dahil, eko sistemimizdeki ağaç sayımızı her geçen yıl artırmayı hedefliyoruz. Migros ile her yıl ortalama 200 yeni mağaza açıyoruz. 2016 yılında mağaza portföyümüze eklediğimiz 232 yeni mağaza ile hedeflerimizi aştık. Değişen dinamiklerle uyumlanarak, ülkemiz ve tüm paydaşlarımızın menfaatine hizmet etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
 
BORUSAN HOLDİNG CEO’SU AGAH UĞUR:
“2018 İÇİN BÜYÜME HEDEFİMİZ YÜZDE 10”
“Borusan Grubu olarak altı farklı iş kolunda faaliyette bulunuyoruz. 2018’de de liderliğimizi korumak ve sektörleri geliştirmek adına yatırımlarımıza devam edeceğiz. Geçtiğimiz beş senede farklı sektörlere yaklaşık 1,5 milyar dolar yatırım yaptık. Toplam yatırım faaliyetlerimiz içinde 542 milyon dolar paya sahip olan enerji faaliyetlerimiz, maddi anlamda en yüksek yatırım ayağımız oldu. Borusan EnBW Enerji, haziran ayında gerçekleştirilen rüzgâr enerjisi ihalelerinde açılan 710 MW kapasite tahsis hakkının 180 megavatını kazandı ve en fazla kapasite tahsis hakkı kazanan şirketlerden biri oldu. 2018 devam edecek olan yatırımlarımızın yanı sıra, kazandığımız projelerin geliştirilmesi açısından kritik bir sene olacak. Yenilenebilir enerjinin her alanında gördüğümüz farklı fırsatlara odaklanacağız.

Grubumuz, inovasyon, dijitalleşme ve Ar-Ge inisiyatiflerini hayata geçirecek. Bu anlamda yaptığımız çalışmaları ve harcamaları da ileriye dönük grubumuza değer katan yatırım çalışmaları olarak değerlendiriyoruz. 2017 sonu itibariyle bu kapsamda yaptığımız yatırımların 40 milyon doları geçeceğini söyleyebiliriz. Bunun dışında dijitalleşme yol haritamızı 2017’de hayata geçirmeye başladık ve bu seneyi 10 milyon dolar seviyesinde bir yatırımla kapatmayı planlıyoruz. Sektörel öncülükleri korumak için inovasyon projelerimizin olmazsa olmaz olduğuna inanıyoruz, bu nedenle bu yola 2018’de de aynı kararlılık ve heyecanla devam edeceğiz. Bu kapsamda, son üç senede Borusan Holding ailesi olarak çalışan sayısı bazında yıllık ortalama yüzde 8 oranında büyüdük. 2018 senesinde de aynı büyüme hızıyla istihdam gücümüzü emin adımlarla güçlendirmeyi planlıyoruz. Borusan Grubu, farklı iş kollarında ülkemiz coğrafyası dışında Orta Doğu, Kuzey Afrika, Avrupa ve ABD başta olmak üzere pek çok pazarda aktif olarak faaliyet gösteriyor. Bu anlamda bulunduğumuz pazarlardaki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin 2018 senesinde yüzde 4-5 civarında büyüme göstermesi bekleniyor. 2018’deki büyüme hedefimizi yüzde 10 seviyelerinde öngörüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2018 yılında da yurtiçi pazardaki liderliğimizi korurken, yurtdışı pazarlardaki varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz. Yurtdışı pazarlarımızda, yerel boru üreticisi konumunda olduğumuz Amerika ve beş ülkede Caterpillar temsilciliğini yaptığımız Orta Asya coğrafyası temel lokomotiflerimiz olacak.”
 
AKFEN HOLDİNG CEO’SU SÜHA GÜÇSAV:
“2018’DE 5.5 MİLYAR TL’LİK YATIRIM PAKETİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
“2016 yılını 31 bin kişilik çalışan sayısı ile kapattık. Bu yıl istihdam paketimizin açılışını 300 kişi ile Mersin Limanı’nda yaptık. Mart ayında hizmete giren Isparta Şehir Hastanesi’nde 940 çalışanımız işbaşı yaptı. Enerji projelerimizde ise 100 kişilik istihdam planımız ile birlikte 2017 sonuna kadar 1340 kişilik yeni istihdam yaratmış olacağız. 2018’de ise sadece Eskişehir Şehir Hastanesi’nde 1300 çalışana yeni iş vermiş olacağız. 2018 yılının ortasına kadar hayata geçireceğimizi duyurduğumuz 5.5 milyar liralık yatırım paketimize kararlılıkla devam ediyoruz. Bu yatırımın 3.9 milyar lirası sağlık, 800 milyon lirası enerji projelerinde gerçekleşiyor. Ayrıca öğrenci yurdu projelerine de 139 milyon lira yatıracağız. Türkiye şehir hastaneleri alanında önemli bir atağa kalktı, Kamu-Özel İş Birliği (PPP) ile son derece başarılı bir model uygulanıyor. Biz 755 yataklı Isparta Şehir Hastanesi’ni tamamladık. 1081 yataklık Eskişehir Hastanesi ile 480 yataklık Tekirdağ Hastanesi’nin yapımına devam ediyoruz. 5.5 milyar liralık yatırım paketinin 3.9 milyar liralık kısmı bu projelere gidecek. Denizli Şehir Hastanesi’ne teklif veriyoruz, belki birkaç hastane ile de ilgileneceğiz.

Dünyanın en büyük liman işletmecisi Singapurlu PSA ile özelleştirmeden Mersin Limanı’nın 36 yıllık işletme hakkını 755 milyon dolar ödeyerek aldık. Dünyada gemi boyutları çok hızlı şekilde değişiyor. Yükü elleçlemek için daha güçlü ve daha derin rıhtımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle limana büyük bir rıhtım projesini de içeren 650 milyon dolarlık yatırım yaptık. Daha önce Türkiye’ye çok nadir olarak gelen 14 bin TEU’luk gemiyi elleçler hale geldik. Yeni yatırımla birlikte yıllık rıhtım kapasitemiz 2.6 milyon TEU’ya çıktı. Bunu daha da büyüteceğiz. Bunun ikinci ve üçüncü fazları var. Önümüzdeki yıllarda limanı yılda 4.5 milyon TEU’luk kapasiteye çıkartacağız.
Akfen Yenilenebilir Enerji adıyla Türkiye’nin en önemli enerji platformlarından birisini oluşturduk. Nehir tipi santrallerimiz, güneş ve rüzgar lisanslarımız var.  Geçen yıl EBRD ve IFC bu şirkete 200 milyon dolar sermaye koydu ve ortağımız oldu. Önümüzdeki iki yılda şu andaki kapasitemizi ikiye katlayıp 500- 600 megavatlık çalışır santrale ulaşmayı hedefliyoruz. Öğrenci yurtları hayata geçirmeye başladık. Üniversite sayısı son derece artmış durumda. Kredi ve Yurtlar Kurumu ile yaptığımız anlaşmalarla üniversitelerdeki öğrencilere yönelik yurtlar yapıyoruz. Ankara Hacettepe’de daha önce yaptığımız ve iki bloklu yurdumuz faaliyette. Isparta ve Kütahya’ya da yeni yurtlar hayata geçiriyoruz. Bunların yatırım değerli 135 milyon lira. Fransız otel devi Accor Grubu ile birlikte hayata geçirdiğimiz otel yatırımlarımızın sayısı 20’ye ulaştı. Bunun yanında Akfen İnşaat olarak iki otel yatırımımıza devam ediyoruz. Uludağ’da bir otelimiz vardı, burasını 10 milyon dolara butik otel olarak yenileyeceğiz. Bodrum Cennet Koy’da ise uzun dönemli kiralanabilecek 36 üniteli ama bu istediğiniz takdirde 96 tane odaya dönüşebilen leisure tarzı çok güzel bir yatırıma başladık. O da 40 milyon dolar civarında bir yatırım olacak. Burasının işletmesi için çeşitli yabancı gruplarla görüşüyoruz. Bu yıl 20’nci yılını kutladığımız IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği şirketimiz var. Burada dünya sigorta piyasalarının kalbi Londra’da bir Llyod’s brokeri olan UIB (United Insurance Brokers) ile 2002 yılından bu yana ortaklığımız var. Sektörde 104 tane broker var, biz 3’ncü büyük şirketiz.  Dev uluslararası markalarla yarışıyoruz. Geçen yıl 100 milyon doların üzerinde ciro yaptı. Şu anda İstanbul, Ankara ve Adana olmak üzere üç bölgede faaliyet gösteriyoruz. 2018 yılı sonuna kadar Türki Cumhuriyetler, Rusya ve Dubai’de şubeler açıp yurtdışında yayılacağız.”
 
KİBAR HOLDİNG CEO’SU TAMER SAKA
“KÜRESEL ÇAPTA PARASAL SIKILAŞTIRMA POLİTİKALARI ÖNEM KAZANACAK”
“Kibar Holding olarak dünya genelinde karşılaştığımız kur riskini azaltmak, hızlı değişen politik ve ekonomik riskleri bertaraf etmek için oyun alanımızı genişletmek önceliklerimiz arasında. Organik, inorganik yatırım fırsatlarını değerlendireceğiz. Ulaşımdan gıda ürünlerine kadar geniş bir yelpazede ürün geliştirdiğimiz Assan Alüminyum’da hem yeni hem de mevcut üretim içerisinde yaptığımız yatırımlarla pazardaki rekabet gücümüzü koruyoruz. Assan Alüminyum Türkiye ve Avrupa pazarlarında ürün yelpazesi içerisinde lider üreticiler arasında yer alıyor. Günümüz alüminyum yassı mamul ve folyo üretiminde rekabetçi olabilmenin en önemli kıstasları arasında ölçek ekonomisi ve Ar-Ge yer alıyor. Pazar liderliği konumu ile aldığı operasyonel ve finansal güç ve teknolojik birikimiyle Assan Alüminyum, alüminyum döküm ve folyo kapasitesini artırmak için sürekli çalışmaktadır. Hedeflenen yakın dönem yatırımları ile şirketimiz toplam kurulu yıllık kapasitesini 250 bin tondan 300 bin tonlara ulaştırmayı hedeflemiştir. 2017’de iki yeni döküm hattını devreye aldık. Ayrıca, yüksek hızlı ve ileri seviye otomasyon sistemli yeni folyo hadde yatırımı da devreye girdi. Bir sonraki aşamada ek folyo haddeleri ve düşük kalınlıklarda üretim yapabilen bir soğuk hadde, üzerinde çalışılmakta olan projeler arasında. Özellikle ambalaj sektörüne yönelik bu yatırımlar sayesinde Assan folyo kapasitesini yıllık 80 bin tondan 110 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz.  Assan Alüminyum için bir diğer stratejik yatırım ise sıcak hadde dökümhane yatırımıdır. Ulaşım ve savunma sanayilerine yüksek katma değerli alüminyum ürünler sağlayacağız.

Grubumuzun ulaşım tarafında en büyük iştiraki Hyundai Assan ile binek araç üretiminde yıllık 240 bin araç seviyesindeyiz. Mevcut portföyümüz olan i10 ve i20 araçlarının yanında lüks segment bir araç üretimi ile Türkiye otomotiv sanayisi için çok kritik bir açılım yaratacaktır. İç pazarda Hyundai Assan ile A segmentinde pazar lideri durumdayız ve yüzde 28 pazar payına sahibiz. Toplam pazardaki payımız yüzde 5,5-6 seviyesinde. Bir üst segmentte yapılacak araç üretimi Türkiye otomotiv yan sanayini daha rekabetçi konuma getirecek ve bu sanayide çalışanlarımızın ufkunu genişletecektir.  Grubumuz Hyundai Assan’da ortağımız Hyundai Grubu ile Türkiye’de yeni bir model üretimi için görüşmelere devam etmektedir. Assan Hanil fabrikalarımız ile ciddi bir operasyonel ve teknolojik birikime sahip durumdayız. Bu birikim ile Türkiye dışında üretim yapan global üreticilere hizmet verebilmek adına özellikle Avrupa’da yatırım fırsatlarını incelemeye devam etmekteyiz.
 
Grubumuzun Assan Lojistik ile İskenderun’da 2010 yılında faaliyete geçirdiği Assan Liman stratejik önemini koruyor. Assan ile yıllık 250 bin TEU kapasiteye sahip olup yapılacak ekipman ve saha yatırımları ile birlikte yıllık 550 bin TEU kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz.  Ana faaliyet konusu konteyner tahmil ve tahliyesi olan iştirakimiz, genel kargo ve proje kargo tahmil ve tahliye hizmetlerinin yanı sıra müşterilerinin konteynerize yükleri için gümrüklü-gümrüksüz ve açık-kapalı alanlarda depolama hizmetleri de veriyor. Assan Liman için Akdeniz hattında oluşan talebi karşılayabilmek için hem iskele hem de depo tarafında ek yatırımları değerlendiriyoruz. Ortadoğu’ya denizyolu ile açılan kritik bir kapı olan limanımız daha büyük yük gemilerine ve genişleyen kargo ürün yelpazesine hizmet verebilmek için gerekli projeleri hazırlamaktadır.”
 
TOSYALI HOLDİNG CEO’SU FUAT TOSYALI
“2018 BÜYÜME ORANIMIZ TAHMİNİ YÜZDE 10 OLACAK”
“Siyasal ve toplumsal tarihimizde derin izler bırakan hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti.  Ülkemiz, geçen yıl yaşanan hain darbe girişimini sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimizin kararlı duruşu ve halkımızın güçlü iradesi sayesinde bertaraf etti. Demokrasimize karşı yapılan bu saldırıda kararlı bir duruş sergileyerek şer odaklarına karşı nasıl kenetlendiğimizi ve tek vücut olduğumuzu tüm dünyaya da bir kez daha kanıtladık. Ne yazık ki bu alçak girişimin ülke ekonomisine etkisi ağır oldu. Ancak biz yılmadık.  Üretmeye devam ettik. Yatırımlarımıza hiç ara vermedik. Bütün bu süreçte ekonomi yönetimimiz iş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket ederek iyi bir sınav verdik. Şunu görüyoruz ki; ekonomimiz son bir yılda yaşanan kayıpları telafi etmeye başladı. Bu alçak girişimin ülkemiz üzerindeki yarattığı karabulutlar yavaş yavaş dağılıyor. Önümüzdeki yılda hızlı bir şekilde yatırım yapmaya devam edeceğiz. Cazip bir ülke olma konumumuzu devam ettireceğiz. Üretim ve ihracata hız verdik. 2018 yılı yatırımcıların Türkiye’de yatırım yapmak için fırsatları değerlendireceği bir yıl olacak. Ekonomideki olumlu tablo devam etmesini ve büyümenin ikinci yarıda daha da güçleneceğini tahmin ediyorum. 2018’de Tosyalı Holding olarak bizim yüzde 10’nun üzerinde bir büyüme hedefimiz var. Bu hedefi gerçekleştireceğimize inanıyorum.”
 
AKKÖK HOLDİNG İCRA KURULU BAŞKANI AHMET C. DÖRDÜNCÜ
“AK-KİM’İ 750 MİLYON DOLAR CİROLU ŞİRKET HALİNE GETİRECEĞİZ”
“Türkiye 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüdü. 2018 yılının ise hem dünya hem Türkiye ekonomisi için toparlanmanın bir adım ötesine geçilerek yeni yatırımların gerçekleşeceği bir yıl olacağını öngörüyorum. Akkök Holding olarak, yeni yatırımlarımızla daha katma değerli üretim segmentlerine geçmeyi ve downstream ürünler üreterek kapasite kullanım oranlarımızı artırarak, ölçek ekonomisinin kaldıraç etkisinden yararlanmayı planlıyoruz. Buna ek olarak dijitalleşmenin sunduğu verimlilik fırsatlarını da yakalamayı amaçlıyoruz.
Grup olarak organik ve inorganik büyüme yollarına bakıyoruz. 2023 yılında Ak-Kim’i 750 milyon dolar cirosu olan bir şirket haline getirmek istiyoruz. Bu yüzden de 2017 yılında izlediğimiz yola devam edip yurtdışından yeni bir şirketi bünyemize katmayı hedefliyoruz. Dünyanın en büyük akrilik elyaf üreticisi olan Aksa Akrilik’te ise inovatif ürün çalışmalarına devam ediyoruz. Modakrilik  ve özel elyaflar konusunda çalışmalarımız bulunuyor. DowAksa tarafında ise; bu yıl dünyanın en büyük rüzgâr türbini üreticilerinden biri olan Vestas ile türbin kanatlarında kullanılan karbon elyaf pultruze profillerin tedariki için dört yıllık bir kontrata imza attık. Önümüzdeki yıl için de bu alanda çalışmalarımız devam edecek. Gayrimenkul sektöründe de iddiamız sürdürüyoruz. 2017 yılının başında Akiş GYO’nun Saf GYO ile birleşmesiyle Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklarından biri olduk. Akiş GYO tarafında 2018 yılında elde etmeyi beklediğimiz kira geliri yaklaşık 320 milyon TL. Aynı zamanda Beykoz’daki fırsatları da değerlendiriyoruz. 2018 yılı itibariyle yaklaşık 40 bin metrekarelik alanda konut+ticari nitelikte bir projeye başlayacağız. Enerji alanında ise sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konuları 2018 yılında önceliğimiz olacak. Şu an Akenerji’nin 1.224 MW olan mevcut kurulu gücünün 320 MW’ı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı. Bu yılın başında Bandırma’da kurulu  Ayyıldız Rüzgar Santrali’ndeki kapasite artırım sürecini tamamladık. Bu kapasite artırımı ile Ayyıldız Rüzgar Santrali’nde var olan beş ünitede (türbinde) 15 MW olan toplam kurulu güç, yeni eklenen 4 yeni üniteyle (türbinde) birlikte 28,2 MW’a yükselmiş oldu. 2018 yılında bu alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
 
AKSOY HOLDİNG CEO’SU BATU AKSOY:
YÜZDE 10 BÜYÜME HEDEFİ VE 1.500 KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ”
“Türkiye’de portföy çeşitlendirmesinin önemi daha da arttı. Aksoy Holding olarak; Petrol & Enerji, Turizm & Gayrimenkul ve Uluslararası Ticaret olmak üzere üç iş kolunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Akaryakıt dağıtımı ve madeni yağlar sektöründe 2017 ile paralel yani GSMH büyümesinin biraz üstünde bir büyüme bekliyorum. Bu da 2018 yılında yüzde 5’in üstü manasına gelebilir. Shell & Turcas olarak dijitalizasyonu ve teknolojiyi müşteri ihtiyaçlarını dikkate alarak azami ölçüde kullanmanın yanı sıra serviste mükemmeliyeti ve global Shell know-how’ı ile geleceğin yakıtlarına hazır olmayı hedefliyoruz.  Ayrıca karlı ve sağlıklı büyümeye odaklanıp 1.050 civarında istasyonla faaliyet gösteren bayi ağımızın iç satış verimliliğini artırmak, sonra da yeni istasyonlar açmak ve benzin ile madeni yağlarda piyasa liderliği konumumuz ile dizel satışlarında ilk iki oyuncudan biri olma hedefimizi sürdüreceğiz.  

Enerji tarafında; 2017’de yıllık doğalgaz tüketimimizin 50 milyar metreküpe, elektrik üretim kapasitemizin de 80 bin MW’a yaklaşmasıyla Türkiye’nin muazzam potansiyeli ve jeostratejik konumu zaten ortada. Sanayi bazlı büyüme biz enerji yatırımcılarının önünü açacaktır. Yatırımcı dostu, liberal bir enerji piyasası oluşturmamız da elzem. Turcas olarak, RWE ile Denizli’deki santralimizde 10. yılına girdiğimiz ortaklığımızın yarattığı sinerjilerden çok memnunuz. Şimdi bu işbirliğini, RWE’nin yeni iştiraki INNOGY ile yenilenebilir enerji ve enerji teknolojileri alanlarına herhangi bir coğrafi sınırlamaya tabi olmadan aktarmayı hedefliyoruz.  

Conrad İstanbul’u baştan aşağı yenileyerek ve ortaklarımızın hisselerini satın alarak yaklaşık 200 milyon euro büyüklüğünde bir yatırıma imza attık. Şimdi de Bodrum’daki Epique Island Villa-Otel-Marina projemizle yeni bir 200 milyon euro büyüklüğünde yatırım gerçekleştiriyoruz. 2018’de çoğu tamamlanacak olan bu yatırımın bir kısmının (Otel-Marina) 2019’da devam edeceğini öngörüyoruz. Bu yatırımlarla bin 500 kişinin üstünde kişiye istihdam sağlanacak. Uluslararası ticaret alanında; Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu bölgesine odaklıyız. Shell ve Gazpromneft markalarının madeni yağ dağıtımı ile başladık, akü ve filtreyi ekledik. Şimdi lastik ve oto yedek parçaları satma ve hatta bazı ürünlerde üretime geçme hedeflerimiz var. Irak’ta 7’si kendi şubemiz olan 37 bayi ve yüzlerce sıcak satış noktasında faaliz. Hedefimiz bölgesel bir dağıtım şirketi olmak. İran da radarımızda. Döviz kurlarındaki hareketliliği dikkate alarak ihracat ve transit ticaret hacmimizi her sene en az yüzde 10 seviyesinde büyütme hedefimizi koruyacağız.”
 
LİMAK YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI EBRU ÖZDEMİR:
“YÜZDE 20 ORANINDA BÜYÜME HEDEFLİYORUZ”
“Limak Grubu olarak, stratejik planlarımız ve risk değerlendirmelerimiz çerçevesinde, faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde büyümeye, kapasite artırımlarına ve yeni yatırımlara devam edeceğiz. 2018 için yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında da sektörel hedeflerimize uygun ve sinerji yaratabilecek kamu özel işbirliği projelerinde, özelleştirme ihalelerinde ve yurtdışı inşaat, altyapı ve enerji projelerinde güçlü bir potansiyel alıcı olarak bulunmaya devam edeceğiz. Ayrıca, ana iş kollarımız olan inşaat, çimento, enerji, altyapı yatırımları ve turizmin yanı sıra 2018 yılında savunma sanayi ve maden sektörlerinde de yeni yatırımlar yapmak için ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Yurtdışında Balkanlar, Afrika, Ortadoğu ve Rusya pazarlarında mevcut varlığımızı daha da artırmak için iş geliştirme faaliyetlerimizi 2018 yılında daha da hızlandıracağız. 2018 yılında 2017 yılında yakalanan olumlu ivmenin daha da yukarı taşınmasını, zaten güçlü bir kamu maliyesine, bankacılık sektörüne, dinamik ve girişimci özel sektöre, güçlü büyüme potansiyeline ve genç bir nüfusa sahip olan ülkemizin yatırım potansiyelinin artmasını bekliyoruz. Bu kapsamda, 2018 yılında büyüme oranının yüzde 5 seviyelerine yükseleceğini düşünüyoruz. TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmesiyle enflasyon oranlarının 2017 yılı sonunda tek hanelere inmesini, 2018 yılında ise TCMB politika hedefine yakınsayacağını düşünüyoruz. Bu gelişmeler paralelinde Türk Lirası’nın 2018 yılında 2017 yılının son dönemlerinde olduğu gibi istikrarlı seyrini korumasını bekliyoruz. Dolar/TL’nin özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarına ve politik gelişmelere bağlı olarak zaman zaman dalgalanma gösterebileceğini düşünsek de kurun 3,40-3,65 bandında bir seyir göstermesini bekliyoruz.”