Aranıyor: Kadim sorunlara taze çözümler

0
51

Nasıl yediğiniz, içtiğiniz, internete bağlandığınız, tasarruf yaptığınız ve başkalarıyla iletişime geçtiğiniz… tüm bunlar değişebilir. Statükoyu tehdit eden ve geleceğe bakmamızı sağlayan yedi küçük şirket belirledik. Bunların nasıl olacağını keşfetmek isteyenlere bu yazıyı okumalarını tavsiye ediyoruz.
 
MODANIN GELECEĞİ
SORUN: Hızla değişen moda çevre kirliliğine yol açıyor.
ÇÖZÜM: Doğal atıklardan yapılan giysiler.

CRAIG KASBERG moda endüstrisini sarsmak için hiç de uygun olmayan bir seçim. Yıllarca Alaska’da bir balıkçı teknesinde çalışan Kasberg alışveriş merkezlerinde nadiren gözüktü. Ancak kurucuları arasında yer aldığı startup TIDAL VISION’ın CEO’su olarak şimdilerde somon derisi ve çöpe atılmış karides kabuklarından sürdürülebilir ürünler yapılması için çalışıyor.

Bu yaklaşım çevre kadar atık, kirlilik ve insan hakları ihlalleriyle de anılan 2,5 trilyon dolarlık giyim endüstrisine yarar sağlayacak. “Hızlı moda”nın yükselişi tüketicilerin ucuz giysilere hemen hemen “kullan at” muamelesi yapmalarına ve yedi sekiz kez giydikten sonra çöpe atmalarına yol açıyordu. Böylece, bunları üretmek için ciddi miktarda su ve kimyasal gerekmesine rağmen sonları çöplük oluyordu.

Kasberg balıkçılık endüstrisinin okyanusa attığı atık miktarını duyunca kulaklarına inanamadı. Bunun üzerine, balık çöplerini satın almak için deniz ürünleri üreticileriyle görüştü ve bu hammaddeleri ürünlere dönüştürmek üzere Tidal Vision’ı kurdu; bu hammaddelerin arasında tekstil şirketlerinin kumaş üretiminde kullanabilecekleri chitosan ve Tidal Vision’ın tabakalar halinde moda tasarımcılarına sattığı somon derisi de yer alıyor. Ayrıca spesiyal ürün satan 130 mağazada kemer ve cüzdan da satışta.

Hızlı modanın son derece düşük fiyatlarının gidişatına direnmek için tüketici davranışını değiştirmek zaman alabilir. Ancak Kasberg bu durumdan rahatsız değil. 12 çalışanı olan ve yatırımcılardan gelen 1 milyon doları aşkın kaynakla desteklenen Tidal Vision ürün portföyünü çeşitlendirmeyi planlıyor. Şirketin ekolojik havuz arıtıcılarının ortak üretimi için anlaşmalar imzaladı ve bir dizi başka ürün de geliştirdi: Prezervatifler, suni gübre, sporcu kıyafetleri için kumaş, araba koltuk minderleri ve hatta mikrop tutmayan süngerler. Görünen o ki, Tidal Vision varlığını sürdürebilmek için büyük bir ağ oluşturma peşinde – ta ki moda tasarımcıları balık derisi ceketlere takılana kadar… – JENNIFER ALSEVER
 
SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ
100 MİLYAR +
2014 yılında üretilen giyim ürünleri adedi. Bu da dünyada kişi başına yaklaşık 14 parça giysi demek.
% 15,2
Toplam 15,1 milyon ton çöpe atılan tekstil atığında 2013 yılında yeniden dönüştürülme payı.
KAYNAKLAR: MCKINSEY & CO.; EPA
 
İŞBİRLİĞİNİN GELECEĞİ

SORUN: Amerikan iş dünyasında empati kopukluğu kârlılığı olumsuz etkiliyor.
ÇÖZÜM: Farklı bir bakış açısı sunan sanal gerçeklik.

2014 YILINDA Nathan Egan’la tanışmış olsaydınız, onun her şeye sahip olduğunu düşünürdünüz. En iyi arkadaşıyla evliydi. Üç sağlıklı çocuğu vardı. Milyonlarca dolar fon toplamayı başaran başarılı bir yazılım işi olan PeopleLinx’in CEO’suydu.

Ancak daha sonra işler sarpa sardı. Evliliğinde sorunlar baş gösterdi ve bunun üzerine şirketi baş döndürücü bir büyümenin ardından neredeyse çöküş sürecine girdi. Egan o günleri anlatırken, “Tam bir dibe vuruştu” diyor; “İyi olan her şey gitmişti.”

Egan aslında istediği hayatın bu olmadığının farkına vardı. Sorun şirketi ya da karısı değildi; artık kesinlikle “erkek” olmak istemediğini anlamıştı.

Bunun üzerine ameliyatla kadın olup Natalie olarak geri döndü. Böylece ilk kez, azınlık gruplarının dünyayı nasıl deneyimlediklerini anladı. Ayrıca heteroseksüel beyaz bir erkek olarak farklı perspektiflerden ne kadar uzak durduğunun farkına vardı. Ancak Egan bu sorunu aynı zamanda bir iş fırsatı olarak değerlendirebileceğinin de bilincindeydi.

Yeni girişimi TRANSLATOR şirketlerin çalışanlarının “empati kası”nı eğitmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış mobil bir uygulama. Şirket insanların sanal olarak başkalarının neler hissettiğini sağlayacak bir platform oluşturuyor.

Her Translator kullanıcı deneyimi kimliğin ne olduğunu ve kendisi için ne anlama geldiğini öğrenerek başlıyor. İşverenin spesifik gereksinimleri doğrultusunda, kullanıcı eğitmenin kendi deneyiminden bağımsız olarak -ırk, cinsiyet ya da cinsel tercihe göre- diğer kimliklerle ilgili bilgi ediniyor. Bunlardan bazıları işitsel egzersizler, bazıları oyun ve bazıları da tamamen sanal gerçeklik deneyimleri.

Örneğin, bir erkek çalışan kendisini, bir iş toplantısına katılan beyaz olmayan bir kadının zihninde ve bedeninde hissedebiliyor. Kendisine “tatlım” diye hitap edilebiliyor ya da odadaki erkeklere kahve servisi yapması istenebiliyor. Söz konusu kadının umutları ve korkularıyla ilgili monoloğunu -ki buna “Benim sekreter olduğumu düşünseler ne olur?” cümlesi dahil- dinleyebiliyor.

Empatinin var olduğu bir iş ortamı çalışmak için çok hoş bir yer. Psikolog Daniel Goleman 200 küresel şirketi kapsayan araştırmasında, yüksek düzeyde duygusal zekanın -bunda empati önemli bir paya sahip- yüksek performanslı çalışanların yüzde 90’ında var olduğunu belirledi. Ayrıca empati kurabilen çalışanlar işlerine daha bağlı, bırakıp gitmeye hevesli değil ve müşterilere hizmette de daha iyi. Tüm bunlar da şirketin kârında olumlu bir etki yaratıyor. 2013 yılındaki Gallup araştırmasına göre, işyerine bağlı çalışanları olan şirketler diğerlerine göre yüzde 202’ye varan oranlarda daha iyi bir performans sergiliyor.
Translator uygulaması halen geliştirme aşamasında; bu süreçte kurum Fortune 500 şirketleri, bankalar, sağlık kurumları, hükümete bağlı organizasyonlar ve okullar dahil, müşteriler için özel atölye çalışmaları düzenliyor. Biraz daha geniş bir perspektife sahip olmanın kimseye zararı olmaz. – VALENTINA ZARYA
 
SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ
720 MİLYON $
Şirketlerin her yıl çalışanların iş ortamına sadakatini pekiştirmek için yaklaşık olarak harcadıkları miktar.
% 32
ABD’de işyerine sadakatini bildiren çalışan oranı
KAYNAKLAR: BERSIN & ASSOCIATES; GALLUP
 
 
GIDA ÜRETİMİNİN GELECEĞİ
SORUN: Dünyada gittikçe artan nüfus daha fazla protein istiyor ama dünyanın kaynakları da gittikçe azalıyor.
ÇÖZÜM: Bitki bazlı, laboratuvarda üretilmiş ve hızla büyüyen et.

AMERİKALILAR ET yemeyi seviyor. Her yıl kişi başına ortalama 95 kg et tüketiyorlar ve bu da dünya ortalamasının iki katından fazla. Eğer tarım endüstrisi daha az toprakla ve daha az kaynak kullanarak gittikçe büyüyen bir nüfusu beslemek istiyorsa pek çoğuna göre bu sürdürülebilir bir rakam değil.

Pek çok iddialı girişime göre, çözüm insanları et yemekten vazgeçirmek değil bunun yerine mevcut eti daha sürdürülebilir kılmak ve seçenekleri de daha et tadına benzer hale getirmek. Bunu başarabilmek için de şirketler ileri teknolojiye yöneliyor.

Sığır eti tutkunlarını mutlu etmek amacıyla, IMPOSSIBLE FOODS bitki bazlı, gerçek etli hamburger tadı ve kokusuna sahip bir burger geliştirdi. Sırrı ise, et tadı veren, demir açısından zengin hem molekülü. Hem nitrojeni sabitleyen bitkilerin köklerinde bulunabilir ama Impossible Foods endüstriyel fermantasyonla bunu elde etmenin daha ekonomik ve sürdürülebilir olduğuna karar verdi; söz konusu işlemde bir gen soya fasulyesinden mayaya aktarılıyor, maya büyüyor ve daha sonra hemi ortaya çıkan et suyunda izole ediyor.

Deniz ürünleri departmanında AQUABOUNTY adlı girişim, hızla büyüyen somonu için ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden onay aldı; genetik yapısı düzenlenen somon normal bir balığın yaklaşık yarı zamanında pazara girmesi için gereken ağırlığa ulaşabiliyor. Kümes hayvanları etine gelince, MEMPHIS MEATS “tavuk olmadan üretilen dünyanın ilk tavuğu” olarak tanımladığı ürününü pazarlıyor. Şirket canlı hayvan hücrelerini oksijen, şeker ve diğer gıda maddeleriyle beslemek suretiyle eti özel havuzlarda üretiyor. Bu işlem için konvansiyonel hayvan yetiştiriciliği için gereken toprağın yaklaşık yüzde 1’ini ve gereken suyun da yüzde 10’unu kullanıyor.
Tüm bunların içinde komplikasyon yaratan bir faktörün bilimle ilgisi yok. Sorun şu ki, bu ürünler için hedef pazar teknolojinin gıdayla karıştırılmasına dirençli (örn; genetik yapısı değiştirilmiş organizmalara yönelik tepki). Dolayısıyla, bu gelecek vaat eden girişimlerin tüketicileri yalnızca gıda teknolojisinin korkulacak bir şey olmadığına değil ama aynı zamanda ete sahip olma ve yemenin tek yolunun bu olduğuna da ikna etmesi gerekiyor. – BETH KOWITT
 
SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ
95 KİLOGRAM
ABD’de her yıl kişi başına tüketilen et miktarı.
% 3
Vejetaryen Amerikalıların oranı.
KAYNAKLAR: OECD; HARRIS POLL
 
 
MALİ İSTİKRARIN GELECEĞİ
SORUN: Amerikalıların tasarruf konusunda karnesi çok kötü.
ÇÖZÜM: Harcamalar aracılığıyla süreci otomatikleştirme.

NOAH KERNER bir doların değerini hayatın erken dönemlerinde kavramayı başarmış olan biri. Henüz çocukken para kazanmak için beyzbol kartları satmaya başladı. Kariyerinin ilk yıllarında banka memuru olarak çalıştı ve aynı zamanda ek iş olarak, tenis koçluğu ve DJ’lik de yaptı.

Kerner şimdi ise, araştırmalara göre Amerikalıların başarılı olamadığı bir alanda onlara yardım etmek üzere kurulan ACORNS şirketinin CEO’su; başarısız olunan alan ise, tasarruf. The National Institute on Retirement Security’nin (Ulusal Emeklilik Güvencesi Enstitüsü) tahminlerine göre, ABD’de emeklilik tasarruf açığı 14 trilyon dolara yükselmiş durumda. FED’e göre, 30-44 yaş arası Amerikalıların yüzde 28’inin emeklilik için hiçbir tasarrufu yok. Acorns bu insanları gönüllü olarak tasarrufa yöneltmek istiyor.

İşte şirketin bu konudaki stratejisi: İlk önce para kartınızı ya da kredi kartınızı Acorns mobil uygulamaya bağlıyorsunuz. Daha sonra rutin harcamalarınızı yapıyorsunuz: Kahve satın almak, taksi çağırmak, sinemaya gitmek vs… Her satın almada Acorns ödenecek miktarı yuvarlıyor ve daha sonra aradaki farkı endeks fonuna yatırıyor. Zaman içinde de ufak ufak bir birikim oluşuyor.

Davranışsal tasarım firması Ideas42’den yönetici Marina Dimova Acorns için “Tasarruf hakkında düşünme ihtiyacını pratikte ortadan kaldırıyor” diyor.

Halihazırda Acorns 1,7 milyon kullanıcıya sahip ve bunların ortalama tasarrufu da yılda 750 dolara ulaşmış bulunuyor. Şirket buna karşılık 5 bin doların altındaki tasarruflardan ayda 1 dolar ve bunun üzerindeki hesaplardan da yılda yüzde 0,25’lik bir hizmet ücreti tahsil ediyor. Acorns geçen yıl yatırımcılardan 35 milyon dolarlık bir kaynak elde etti. Ayrıca Airbnb ve Blue Apron’la da ortaklığı var.

Acorns’un (ve rakipleri Digit ve Qapital’in) yaratabileceği etkinin sınırlar var. ABD’de ortalama 47 bin dolar geliri olan birisinin 65 yaşında güvenli bir emekliliğe geçiş yapabilmesi için 400 bin doları aşkın bir birikime sahip olması gerekiyor.

Ancak sağlam bir dayanağı olduğu aşikar. Kerner Acorns’un müşterilerini emekliliklerini düşünmeleri için “dürttüğünü” söylüyor. Amerikalıların başarılı bir şekilde emekli olabilmeleri ve Acorns’un da varlığını sürdürebilmesi için bu teşviğin bir norma dönüşmesi gerekiyor. – RYAN DEROUSSEAU
 
SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ
3.000 $
ABD’de çalışacak yaştaki hane halkının emeklilik tasarruf ortalaması.
% 28
Hiçbir emeklilik tasarrufu olmayan 30-44 yaş arası Amerikalıların yaklaşık oranı.
KAYNAKLAR: NATIONAL INSTITUTE ON RETIREMENT SECURITY; FEDERAL RESERVE
 
ONLINE GÜVENLİĞİN GELECEĞİ
SORUN: Hackerlar dijital kimliğinizin peşinde ve taktikleri de her zamankinden daha etkili.
ÇÖZÜM: Güvenliği basitleştirme.
 
HACKERLAR KENDİ “elit” becerileri hakkında çok fazla şey söylüyor ama kimlik avı/e-dolandırıcılıktan daha fazla denenmiş bir dijital hırsızlık yönteminden bahsedilemez. İnsanları şifrelerini ifşa etmek için kandırmak, hassas kişisel bilgilere erişimin en kolay yollarından biri. (Bunu Clinton’ın seçim kampanyasının başkanı John Podesta’ya sorabilirsiniz.) FBI’a göre, yalnızca bir yıl içinde e-posta dolandırıcıları ABD’li şirketlerden 3,1 milyar dolar gasp etmeyi başardı. Kısa süre önce yayımlanan bir raporun bulgularına göre de, e-posta güvenlik kuruluşu Agari e-dolandırıcılık amaçlı saldırıların araştırmaya katılan 200’ü aşkın şirketin yüzde 89’unda ya yükselişteydi ya da aynı hızda devam ediyordu.

YUBICO’nun İsveç kökenli Amerikalı CEO’su Stina Ehrensvard’a göre şirket, tüm şifreleri fiziksel bir objeyle yani “tüm internet için tek bir anahtar”la güçlendirmek suretiyle tehdidi ortadan kaldırmayı amaçlıyor. 2007 yılında kurulan ve Salesforce’un yöneticisi Marc Benioff tarafından desteklenen Yubico online hesaplara ekstra güvenlik katmanı sağlayan bir dizi donanım aygıtı geliştiriyor. YubiKeys olarak adlandırılan bu jetonlar küçük USB’lere benziyor, anahtar zincire kolayca uyuyorlar ve maliyeti de 40 dolar (daha basit modellerini fiyatı ise 18 dolar). Bireysel olarak Facebook ve Google hesapları kilitlenebilirken iş dünyasında ise dizüstü bilgisayarların güvenliği sağlanmış oluyor. YUBICO’nun kurumsal müşterileri arasında İsviçreli ilaç devi Novartis’ten Avrupa nükleer araştırma kuruluşu CERN, ABD Savunma Bakanlığı’na kadar pek çok isim var.

YubiKeys şu şekilde çalışıyor: Kullanıcılar yabancı bir bilgisayardan güvenli bir e-posta ya da sosyal medya hesabına bağlanmaya çalıştıklarında, bir mesajla kendilerinden anahtarı bilgisayara sokmaları ve kilidi açmaları isteniyor. Bu anahtar yalnızca gerçek hesap sahibinin elinde olduğundan, uzaktan çalışan sanal dolandırıcılar şifreyi kırsalar bile hesaba giremiyor.

Güvenlik taraftarları Yubico’nun kripto işlemcisinin halihazırda piyasadaki iki basamaklı doğrulamanın en iyisi olduğu konusunda hemfikir. Ancak bu konuda da sınırlamalar var. Yubico’nun teknolojisi Apple mobil aygıtlarıyla çalışmıyor ve yalnızca Chrome, Opera ve Firefow web tarayıcılarında işlevsel olabiliyor. Yubico ayrıca Nitrokey, Vasco ve Feitian gibi şirketlerin rekabetiyle de karşı karşıya.

Ayrıca iki faktörlü teknoloji e-dolandırıcıların hayatını daha da zorlaştırıyor. Google, Facebook, Dropbox ve Salesforce ve aynı zamanda İngiliz ve ABD hükümetlerinin bazı departmanları Yubico’nun öncü olduğu standarttan yararlanıyor. Gelecek aylarda daha fazla şirket ve ülkenin bu yönteme rağbet edeceğinden emin olabilirsiniz. – ROBERT HACKETT VE JEFF JOHN ROBERTS
 
SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ
Sanal dolandırıcılık
Siber suçlar arasında en yaygın olanı
123456
2016’da en yaygın kullanılan şifre.
% 32
2015 yılına kıyasla 2016’da hacklenen site sayısındaki artış.
KAYNAKLAR: INFOSEC INSTITUTE, KEEPER SECURITY, WEBMASTER CENTRAL BLOG