2014’te BM’nin gözü orta doğudaydı

    0
    14

    Birleşmiş Milletler, 2014 yılında mesaisinin büyük bölümünü Suriye, Irak ve Filistin başta olmak üzere Orta Doğu’daki gelişmeler ile Ukrayna ve Rusya arasındaki krize ayırdı.
     
    Küresel sorunların barışçıl şekilde çözülmesi için kurulan Birleşmiş Milletler, 2014’te son derece hareketli bir yıl geçirdi. Suriye’deki iç savaşın devam etmesi, IŞİD örgütünün Irak ve Suriye’nin bir bölümünde egemenlik kurması, İsrail’in Gazze’ye saldırması, Ukrayna’nın doğusundaki gelişmeler, Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi, Afrika’daki çatışmalar, Ebola salgını ve küresel iklim değişikliği ile mücadele, 2014 yılının öne çıkan başlıkları oldu.
     
    Çatışmalara müdahale etmekte başarısız olan BM, ancak krizlerin yaşandığı bölgelere insani yardım gönderilmesi ve Ebola salgını ile mücadele gibi alanlarda faaliyet gösterebildi.
     
    Ortadoğu’da giderek artan çatışmalar ve Ukrayna’daki gelişmeler nedeniyle BM’de yaşanan bölünmeler de soğuk savaş dönemini hatırlattı.
     
    BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, eylül ayında düzenlenen BM Genel Kurulu görüşmelerinde geçen yıla ilişkin yaptığı değerlendirmede bölgede tırmanışa geçen tansiyonu şöyle anlattı:
     
    “Son bir yıl, BM anlaşmasının savunduğu değerler açısından felaket bir yıldı. Soğuk savaşın hayaleti, günümüzü etkilemek amacıyla geri döndü. Varil bombalarından kafa kesmeye, kasıtlı olarak sivilleri aç bırakmaktan hastanelere ve BM barınaklarına saldırı düzenlemeye kadar insan hakları ve hukukun üstünlüğü saldırı altında. Suriye’de BMGK’nın harekete geçmemesi, hem insani acılara hem de Güvenlik Konseyi ile BM sisteminin güvenilirliğine zarar vermiştir.”
     
    Suriye
    Suriye’de Mart 2011’de başlayan iç savaş, BM’nin üç özel temsilci değiştirmesine, çok sayıda uluslararası konferans düzenlenmesine ve çözüm planları ortaya sürülmesine rağmen şekil ve öncelik değiştirerek hala devam ediyor.
     
    Bu yıl BM Güvenlik Konseyi’nde, ülkeye insani yardım ulaştırılmasını temin etmek için biri şubat diğeri de temmuz ayında iki karar tasarısı oy birliğiyle kabul edildi. Ancak kararlar uygulanamadı ve milyonlarca insana yardım ulaştırılamadı.
     
    BM Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos, 15 Aralık’ta yaptığı açıklamada, 12.2 milyon Suriyelinin insani yardıma ihtiyacı olduğunu, toplam nüfusun neredeyse yarısının yerlerinden edildiğini kaydederek, “7.6 milyondan fazla Suriyeli, ülke içinde yerlerinden edildi. 3 milyondan fazlası da komşu ülkelere sığındı. Dünya genelinde yerlerinden edilen her beş kişiden birisi Suriyeli” ifadelerini kullandı.
     
    Soruna siyasi çözüm bulmak için ocak ayında toplanan 2. Cenevre Konferansı’ndan da sonuç alınamadı. BM’nin Suriye için görevlendirdiği ikinci özel elçi El Ahdar el-İbrahimi de selefi Kofi Annan gibi başarısız olarak mayıs ayında istifa etti.
     
    BM, 10 Temmuz’da Staffan de Mistura’yı Suriye özel elçisi olarak atadı. Mistura, krizi sonlandırmak için farklı bir teklif sundu ve belirli bölgelerde çatışmaları dondurarak yerelden genele ulaşmayı önerdi. Henüz uygulamaya geçirilemeyen teklifin sonucunu zaman gösterecek.
     
    Fransa tarafından hazırlanan ve Suriye’de işlenen savaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşınmasını öngören BMGK tasarısı, 22 Mayıs’taki oylamada Rusya ve Çin tarafından veto dildi.
     
    IŞİD
    Bu yıla damga vuran gelişmelerden biri de IŞİD’in Irak ve Suriye’deki çatışmalardan yararlanarak bazı bölgeleri ele geçirmesiydi. IŞİD’le bağlantılı olarak özellikle batı ülkelerinden bölgeye savaşmaya giden yabancılar, BM gündeminde Suriye’deki krizin de önüne geçti.
     
    BM Genel Sekreteri Ban, alınan tüm önlemlere rağmen 80’den fazla ülkeden 15 bini aşkın kişinin IŞİD’e katılmak için Irak ve Suriye’ye gittiğini açıkladı.
     
    BMGK, eylül ayında ABD Başkanı Barack Obama’nın başkanlık yaptığı toplantıda Suriye ve Irak’ta bulunan ”yabancı savaşçılara” yönelik mücadeleyi öngören tasarıyı oy birliğiyle kabul etti. Tasarı, teröristlerin bölgeye seyahatlerinin engellenmesini, silah ve lojistik destek sağlayanların da cezalandırılmasını öngörüyor.
     
    Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin uzun zamandan beri aldığı tedbirlerle yabancıların bölgeye akışına engel olmaya çalıştıklarını belirterek, “IŞİD, eli kanlı bir terör örgütüdür. Hükümetimiz, bu yönde en başından itibaren gerekli hukuki tedbirleri de almıştır. Terörle mücadelede ulusal çıkarlarımızın gerektirdiği her türlü adım, bölgesel istikrar ve insani gerekler göz önüne alınmak suretiyle atılacaktır” demişti.
     
    Filistin
    Ortadoğu krizinin çözümü izin umutlu başlayan 2014, Filistin’de yaşanan acıların ve İsrail işgalinin artarak sürdüğü bir yıl olarak da kayıtlara geçti. BM Genel Kurulu, geçen yıl yaptığı oylamada 2014’ü BM Filistin Halkı ile dayanışma yılı olarak kabul etmişti.
     
    BM Genel Merkezi’nde bu amaçla çeşitli etkinlikler düzenlendi. BM Genel Sekreteri Ban, ocak ayında yaptığı açıklamada, “Bu yıl, iki devletli çözüme ulaşma ve 1967’den beri süregelen İsrail işgalinin sonlandırılması için kritik bir yıl olacak” ifadelerini kullanmıştı.
     
    Ancak beklenenler gerçekleşmedi. Ne Gazze’deki abluka sona erdi ne de Batı Şeria’daki illegal yerleşim birimi kurma faaliyetleri önlendi.
     
    İsrail’in son Gazze saldırısında ABD’nin tutumu nedeniyle kınama ve itidal çağrılarından öteye geçemeyen BM, ancak ateşkesten sonra Gazze’nin yeniden imarı için arabuluculuk yapabildi.
     
    BM Genel Sekreteri Ban, İsrail’in son Gazze saldırısında BM yerleşkelerine sığınan Filistinli sivillerin öldürülmesi ve yerleşkelere verilen zararların araştırılması için 5 kişilik bağımsız soruşturma komisyonu görevlendirdi.
     
    Filistin yönetimi ise Arap ülkeleriyle yılın son çeyreğinde önemli bir hamle başlattı. 2017 sonuna kadar Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin sonlanmasını isteyen Filistin karar tasarısı, uzun müzakerelerin ardından 17 Aralık’ta Ürdün tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne resmen sunuldu. Oylama tarihi henüz kesinlik kazanmadı. ABD’nin bu haliyle büyük ihtimalle veto edeceği tasarının müzakereye açık olduğu da belirtiliyor.
     
    Türkiye BMGK’ya seçilemedi
    Türkiye için 2014, BM’de seçim yılıydı. 2009-2010 yılındaki başarılı BMGK üyeliğinin ardından 2015-2016 yılı için de aday olan Türkiye, oylamada İspanya ve Yeni Zelanda ile yarıştı.
     
    Ekim ayında yapılan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katıldığı oylamada Türkiye, ilk turda 109 oy alarak İspanya ile ikinci tura kaldı. Ancak ikinci turda 73, üçüncü turda ise 60 ülkenin desteğini alabilen Türkiye, BMGK geçici üyeliğini 132 oy alan İspanya’ya kaptırdı.
     
    Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, seçimden sonra yaptığı açıklamada Türkiye’nin ilkesel duruşundan rahatsızlık duyan ülkeler olabileceğini ifade ederek, “Biz, oy kaygısıyla bazı ilkemizden, tutumumuzdan, duruşumuzdan da vazgeçemeyiz. Bizden beklentisi olan ülkelerin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
     
    Eylül ayında devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen BM Genel Kurulu görüşmelerinde Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Erdoğan temsil etti.
     
    Erdoğan, Genel Kurul kürsüsünde yaptığı konuşmada İsrail’in Filistin’de öldürdüğü çocukları gündeme getirerek, “Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimse masum değildir, hiç kimsenin can güvenliği yoktur, hiç kimse de sürdürülebilir barış ve refah içinde olamaz” dedi.
     
    BM ve uluslararası toplumun Mısır’daki darbeye tepkisini de eleştiren Erdoğan, “Çocukların öldürülmesine, halkın oylarıyla gelmiş iktidarların silah ve tanklarla darbe yoluyla devrilmesine seyirci kalanlar, tepkisiz kalanlar, bu insanlık suçuna alenen ortak olmaktadır. Demokrasi diyorsak sandığa sahip çıkalım. Yok demokrasi değil de darbeyi savunacaksak, bu BM niye var diye merak ediyorum” ifadelerini kullandı.
     
    BMGK daimi üyelerinin BM’yi işlevsiz hale getirmesine tepki gösteren Erdoğan, “Altını çizerek ifade etmek isterim ki dünya, 5’ten büyüktür. BMGK daimi üyesi 5 ülkenin, dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde BM’yi etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir” diye konuştu.
     
    Ukrayna
    BM’nin gündeminde önemli yer işgal eden diğer bir konu ise Ukrayna’nın doğusundaki çatışmalar oldu. Rusya’nın daimi üyesi olması nedeniyle etkili bir adım atamayan BMGK, krizin başından bu yana 26 kez toplandı. Ancak taraflar, bu toplantılarda kendi görüşlerini anlatmakla yetindi. BM Genel Sekreteri Ban’ın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüyle ilgili açıklaması, Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesini önleyemedi.
     
    BMGK’da, “Kırım’da düzenlenecek referandum ve bunun sonucu olarak Kırım’ın statüsünde yapılacak değişikliğin geçersiz olacağını” vurgulayan karar tasarısı Rusya tarafından veto edildi.
     
    Ebola salgını, iklim değişikliği ve Afrika’daki gelişmeler
    2014’te BM’nin gündeminde yer alan diğer konular, Batı Afrika’daki Ebola salgını ile mücadele, küresel iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler, Afrika’da Sudan, Güney Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi çatışmalar yaşanan bölgelerde yerlerinden edilen kişilere yardım ulaştırılması oldu.
     
    Kuzey Kore’deki insan hakları ihlalleri de aralık ayında ilk kez BMGK gündemine alındı.